Bursa Barosu, İzmir’de bir sokak röportajında kullandığı sözler nedeniyle tutuklanan Dilruba konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Bursa Barosu Başkanı Avukat Metin Öztosun, “Anayasamızın 25. maddesinde “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” demektedir. 26. maddede “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar” denilmiştir. Cumhuriyet tarihinde, 1950’lerin ikinci yarısında iktidarda bulunan hükümet getirdiği yasaklarla ağır ekonomik bunalımı örtmek ve basın tarafından verilen haberleri sansürlemek için özel bir kanunla Meclis’te bir de Tahkikat Komisyonu kurmuş, komisyon her gün yeni yasaklar koyarak basın özgürlüğünü neredeyse yok olma noktasına getirmişti” dedi.
Bursa Barosu adına yazılı basın açıklamasında bulunan Başkan Metin Öztosun, “Günümüzde ise geçen bir kaç yıl içinde ekonomik kriz ve bunun yarattığı ağır yoksulluk sebebiyle tarih 60 yıl sonra tekerrür etmekte, ifade ve düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü 60 yıl önceki şekilde kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Sosyal medya platformu instagramın 8 gün süre ile kapatılmasından sonra çarşı pazar dolaşan basın muhabirlerinin kamuyu ilgilendiren konularda vatandaşların görüşünü aldıkları röportajlar nedeniyle bu şekilde tutuklamalara gidilmesi, yukarıda bahsettiğimiz en temel anayasal özgürlüklerimizin askıya alınması sonucunu doğuracak topluma verilmiş bir gözdağıdır.
Yargı organlarına tekrar hatırlatmak isteriz ki, Anayasanın 14. maddesinin 2. fıkrasında “Anayasa hükümlerinden hiçbiri, devlete veya kişilere, anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz” hükmüne amirdir.
Yargı organları açıklamalarda suç unsurlarını araştırırken yargılama yetkisini Anayasa’daki sınırlar içinde kullanmalı “Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasa’da belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı” mümkün kılacak şekle büründürmemelidir.
Hukuk devletinin ve demokrasinin temel taşı olan ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü ortadan kaldıracak bu tür tutuklamalardan vazgeçilerek suçlamanın niteliği ve üst sınırı itibariyle CMK 100/4 gereği zaten tutuksuz yargılanması gereken olan Dilara K.’nın serbest bırakılarak tutuksuz yargılanmasını taleple, tüm devlet organlarını hukuka uygun davranmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
EHA - Yılmaz Efe - Bursa