Otomotiv sektörü depremin ilk gününden bu yana sahada desteklerini devam ettiriyor. Sektörün duayen isimlerinden Yüksek Mühendis Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aybar, Radyo Trafik’te yaptığı ‘Otomotiv Gündemi’ programında, Otomotiv ve ulaşım sektörlerindeki yardım seferberliğini anlattı. Ayrıca İSTAB Kurucu Üyesi ve Özata Tur Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Özata da program konuğu olarak, depremin ilk gününden bu yana ulaşım sektörünün dayanışmasını paylaştı.
Sektör temsilcilerinden aldığı verilerle, yaşanan depremlerin ardından bölgeye otomotiv ve ulaşım firmalarından yapılan yardımları paylaşan İbrahim Aybar şunları kaydetti:
“OYDER Başkanı'nın bulunduğu gruptan aldığımız son bilgiler, depremden 107 yetkili satıcının etkilendiğini gösteriyor. Bu etkileme içerisinde altı tesisin tamamen kullanım dışı kaldığını görüyoruz. 4 binanın tamamen yıkıldığını görüyoruz. Bunların üçü Hatay'da bir Malatya'da. Artı 62 tanesi de ağır ya da orta hasarlı tesisler olarak tespit edildi.
Tabii bu sadece fiziki hasarlanma ve yaralanmalardan bahsetmiyoruz. İçinde çalışan ne yazık ki yüzlerce otomotiv sektör yetişeninin, çalışanının da bazı maalesef acı sonuçlarla aramızdan ayrıldığını, çok ciddi yaralandığını ve sakat kaldığını da maalesef duyuyoruz.”
Otomotiv ve ulaşım sektörlerindeki yardım seferberliğinin detayları, sektör temsilcileri ve firmalardan alınan verilerle şu şekilde:
OYAK GRUBU
“İskenderun Demir Çelik' başta olmak üzere OYAK grubunun bölgede önemli bir demin çelik fabrikası var, sekiz bin kişilik kadrosu var. Bu kadroları tamamen tarandığını ve onlara bir şekilde ulaşıldığını biliyoruz.
AFAD'a 350 kişilik kadro ayrıldığını, 70 iş makinası tahsis edildiğini, 1.5 milyonun üzerinde tıbbi malzeme ve cihaz olaya sevk edildiğini ve 61 bin koli deprem malzemesi ulaştırıldığını biliyoruz.
9.8 milyon litre yani 10 milyon litreye yakın akaryakıt gönderildi. Biliyorsunuz Total markasının Türkiye akaryakıt dağıtımını OYAK yapıyor. Ayrıca 52 bin Milangaz tüpü oradaki bireysel ihtiyaçlar için tahsis edilmiş durumda.”
KİA (ANADOLU GRUBU)
“Anadolu Grubu’nun markası olan Kia, bölgeye birçok ev eşyası, battaniye, keza hijyen malzemesi, kışlık kıyafetler gönderdi.”
GARENTA İKİNCİ YENİ
“Garanti ikinci yeni markası özellikle insani yardım malzemeleri ile destek yapmış vaziyette.”
DOĞUŞ GRUBU
“Tüm Volkswagen markalarının distribütörü ve TÜVTÜRK’ün yönetiminde olan Doğuş Grubu, TÜVTÜRK'E ait 13 İstasyonu bölgede tamamen barınma amaçlı olarak vatandaşlarımıza tavsiye etmiş vaziyette. 1000 vatandaşımızın burada barındığını ifade ediyorlar. Ayrıca çeşitli inşaat makinelerine ve inşaat ekipmanlarını bölgeye Doğuş İnşaat olarak sevk etmiş vaziyetteler. Uzman personeliyle görev yapıyor.”
NİSSAN
“Diğer bir otomotiv markası Nissan da bayilerindeki tüm 4x4 arazi araçlarını bölgeye sevk etmiş durumda. Ayrıca 2 tır battaniye, kuru gıda, bebek maması vesaire sevk etmiş vaziyette ve 1 Milyon Euro’luk bir nakdi yardımı AFAD'a ulaştırdıklarını ifade ediyorlar.”
HUNDAİ ASSAN
“Türkiye'de de üretim yapan Hundai Assan markası ise 10 Milyon liralık nakdi desteği AFAD'a sağlamış vaziyette. Onun dışında Güney Kore Hundai merkezden de 1.8 Milyon dolarlık nakdi katkıyı Türkiye'ye ulaştırmış vaziyette. Onun dışında da çeşitli malzeme yardımlarına devam ediyor.”
FORD OTOSAN
“Ford Otosan, bölgeye bir sahra hastanesi kurmuş durumda. Sahada 531 bir kişilik bir özel arama kurtarma ekibini de oraya yolladılar. Ve 117 depremzedeyi bizzat onların çıkardığını kayda geçirdiler... Onun dışında bölgedeki çeşitli ambulans, kamu ve ticari araçlar gibi bu tür otomobil ve diğer taşıtların ücretsiz bakım ve servislerini yapmak üzere mobil bakım servis istasyonları kurdular.”
MERCEDES
“Mercedes Benz markası çeşitli kışlık giysi ve battaniye yardımının yanı sıra, çekicilere özellikle tır tipi çekicilere ücretsiz yol yardımı yapmaya başladı. Castrol ve BP olarak da akaryakıtta yağ desteği devam ediyor.
Bunu yanı sıra Mercedes’in özeli bir desteği de oldu. İlk 4 günde 600 bebek ve çocuk tahliyesini gerçekleştirmiş vaziyetteler. Toplam 1500 insanın bugüne kadar tahliyesi gerçekleştiği gibi Antalya'da bu kişilerin 350 odalı bir oteli kiralayarak yerleştirildiği ifade ediliyor.”
TOFAŞ
“Tofaş ise arama kurtarma ekipleriyle destek yapıyor. Çeşitli malzeme destekleri ve bakım servis destekleri veriliyor.”
BORUSAN VE TÜRK TRAKTÖR
“Borusan iş makinaları ve jeneratörler sevk etmiş vaziyette. Türk Traktör de keza iş makineleri ve çeşitli yardımlar yapmış vaziyetteler.”
TOYOTA
“Toyota 24 Milyon Liralık bir yardım desteğini AFAD'a ulaştırdı. Ayrıca 500 konteyner koyduğunu ve yeni bir Toyota Köyü oluşturduğunu ifade ediyor.”
TÜRPAK
“Türpak bölgedeki tüm akaryakıt istasyonlarının teknolojik olarak çalışmalarını sağlayan tüm mobil servislerini deprem bölgesine sevk etti.”
CHERY
“Türkiye'ye yeni gelen ve distribütörlüğe başlayan Chery markasının acil malzeme yardım tırı gönderdiğini öğrendik. 100 bin dolar civarında bir destek oluyor bu.”
DOĞAN OTOMOTİV
“Doğan Otomotiv kendi otomobil lansman programlarını iptal ederek buradaki tüm bütçeleri deprem bölgesine bağışladı.”
ENTERPRİCE
“Bir rent a car firması olan Enterprice markası 10 adetlik karavanı oraya sevk etmiş ve bunları faaliyete geçirmiş vaziyette.”
“ULAŞIM OLMAZSA YARDIM DA GİDEMEZ”
“Altı Şubat günü depremin olmasıyla birlikte sabah kalktığımızda hepimiz büyük bir üzüntüyle uyandık.” diyen İSTAB Kurucu Üyesi ve Özata Tur Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Özata, depremde canlarını kaybeden tüm yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ulusumuza başsağlığı dileyerek başladığı sözlerine, yardım seferberliğinde neler yaptıklarını anlatarak devam etti.
Depremin ilk anından itibaren süratle opsiyon alarak harekete geçtiklerini belirten Özata, ulaşımın afet zamanlarındaki önemine dikkat çekti, ulaşım olmazsa yardımın da gidemeyeceğini belirterek şunları söyledi:
“İlk önce acil olarak deprem bölgesine gitmesi gereken ekiplerin sevkine başlandığını belirtti. Özata, “Kurtarma ekipleriyle ilgili bize müracaat eden kaymakamlıklarımızla, AFAD ve iş yaptığımız şirketlerin personelinin oraya nakliyle ilgili bütün çalışmaları süratle sürdürdük. Barınma, hava, yemek ne kadar ihtiyaçsa bunların hepsiyle sonraki ihtiyaç da ulaşım. Çünkü her şey ulaşımla sonuçta yapılıyor. Gıda da ulaşımla, insanları sevk etmek, makinayı sevk etmek de ulaşımla yapılıyor. Onun için sorumluluklarımızın çok ağır olduğunu, sorumluluklarımızın büyük olduğunun biz farkındayız” şeklinde konuştu.
İSTAB olarak hemen bir opsiyon alınarak şehir içi taşımacılığın devreye girdiğini belirten Bayram Özata, deprem bölgesinden sevk edilen vatandaşlardan, bölgeye gönderilen yardım ekibine kadar şehir içinde gece- gündüz seferlerle, hızlı şekilde ulaşım sağlamaya çalıştıklarını paylaştı.
Özata “Oradaki insanların buralara naklini, buradaki insanların oraya nakli gerekiyordu. Türk Hava Yolları'nın Ve diğer hava yollarının havaalanına gelen yolcularının bir an önce konaklama noktalarına ulaştırmak üzere yoğun bir trafik başladı ki bu trafik tamamen şehir içi taşımacısı olan bizlerin, İSTAB’ın sorumluluğunda ve onların üzerinden yapıldı. Çünkü başka türlü olma imkânı yoktu. Bu sayılar milyonları buldu. Gece, gündüz, akşam seferlerle bütün gelen yurttaşlarımızı konaklayacağı yerlere aktarma pozisyonunu aldık. “Biz şahsi olarak hemen İzmir'de şoförlerimizin durduğu konteynerler vardır saha alanlarında. Onların derhal AFAD'la, belediyelerle devreye girerek bölgeye sevkini yaptık. Ayrıca buradan çalıştığımız şirketler opsiyon alınca otomatikman bizlere müracaat ettiler. Oraya gidecek aşçıları -çünkü birçok otel çalıştırdığı aşçıları oraya gönderdi - biz onların hepsini bölgeye aktardık. Şişli Kaymakamlığımız da hemen devreye girerek buradaki gidecek bütün görevlileri sahaya aktardı biz onları gönderdik. Kampanyalarla toplanan bütün yardım malzemelerinin sevkini başlattık. Bunlar o an için alınması gereken opsiyonlar. Türk milleti bu konuda çok vefakârdır çok özverilidir. Bütün görevlerini yerine getirdi. Ama yetmez, süreklilik sağlamamız gerekir.”
“TÜRKİYE’YE AFET BAKANLIĞI GEREKİYOR”
Türkiye'de master plan kavramının ulaşım içinde de çok ciddi şekilde hazır olması gerektiğine değinen İbrahim Aybar, “Deprem olduğu anda ya da bir olağanüstü bir afet durumu yaşadığımız zaman bizim bunu nasıl, hangi ulaşım master planıyla, hangi otoritenin tam yetkisiyle çözebileceğimizi planlamış olmamız lazım.” Herkes bir yandan müdahale ederse zaten kargaşadan başka bir şey olmaz. Yaşadığımız örnekler belli. Oraya giden yardımlar bile doğru dürüst ulaşamadı. Tam yerini bile bulamadı. Demek ki bir aksaklık var. Organizasyonsuzluk var. Çünkü baştan tam olarak uygulanabilecek bir plan yok ve onu uygulayacak otorite ve organizasyon yok.
Bu konuda yetkili bir hükümet biriminin olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun AFAD ile olmadığını gördük. Özel sektörü de, STK'da da aynı şekilde. Afet Bakanlığı mı olur? Bir deprem bakanlığı mı olur? bilmiyorum ama bunun böyle bir an geldiğinde tamamen tüm yetkiyi eline alıp beklemeden müdahale etmesi lazım. Bu müdahaleye bizim silahlı kuvvetlerimizin, güvenlik güçlerimizin hepsinin tam manasıyla katılıyor olacağı bir yapıya girmemiz lazım. Okullarımızda oluşturduğumuz master planı üniversiteler, liseler, ilkokullar dâhil anlatmamız uygulatmamız lazım. İnsanların bizzat neleri ne şekilde yapması gerektiğini de mutlaka ders olarak öğretilmesini sağlamak zorundayız.
Bizim ulusal televizyonlarımızın da, radyolarımızın da bu planın uygulama yönlerini belli programlarla devamlı konu edinmesi gerekiyor. Yani biz bu bilinçlenmeyi yapmaz isek, bir master planın olmasının tabii ki hiçbir anlamı kalmaz. Dolayısıyla topyekun bir harekettir bu.” şeklinde konuştu.
Deprem Bakanlığı'nın mutlaka bir an önce kurulması gerektiğini söyleyen Bayram Özata ayrıca uygulamada yaşanılan sorunlara dikkat çekerek şunları söyledi:
“Tatbikatlar nasıl uygulanacağı ile ilgili deneyimler dünyada var. Nasıl uygulanacağı şekillendirilip uygulamaya sokulmalı ve bunun millete öğretilmesi şart.
Kim nereye, nasıl gideceğini bilmek zorunda. Aksi halde hepimiz aynı yöne gidersek, bizim 3 tane köprümüz var, hepimiz Anadolu'ya kaçacağız diye niyet koyarsak köprüler çöker. Biz ikinci bir depremi kendi ellerimizle oluştururuz. Biz sürücülerimizin eğitimini sürekli veriyoruz ama depremle ilgili eğitimin maalesef artık birinci sırada verilmek zorunda olduğu ortaya çıktı.”
EHA