CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kendisinden başlayarak partisinin hiçbir üyesinin, hiçbir gücün ve adaletsizliğin karşısında diz çökmediğini ve çökmeyeceğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, vatanı ve bayrağı sevdiklerini vurgulayarak, "Bölmek, ayrıştırmak, kutuplaştırmak, kavga istiyorlar. İnadına barış, birliktelik, kucaklaşma diyeceğiz. İnadına demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz. Onlar gibi asla yapmayacağız. Demokrasinin bize sağladığı bütün imkanları kullanacağız. Baskı mı kuruyorlar, göğsümüzü açacağız. Yasak mı getiriyorlar, yasağa karşı yürüyeceğiz. Sanattan kültürden mi korkuyorlar, sanatı ve kültürü yücelteceğiz. Hiç ama hiç çekinmiyoruz." diye konuştu.

Devleti yönetenler şeffaf değilse ve halka hesap vermiyorsa, siyasetçilerin sadece kendileri değil aileleriyle beraber köşeyi döndükleri anlamına geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, devleti yönetirken katılımcı anlayışın egemen kılınması gerektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, yöneticilerin, yeri geldiğinde vatandaşların, sivil toplum örgütlerinin görüşlerini alması; referandum ve seçim yapması gerektiğini belirterek, itibarlı hale getirilecek bir devlette, vatandaşın cebinin para göreceğine ve huzur içinde yaşayacağına işaret etti.

Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin, Milli Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, en fakir olduğu dönemde, Osmanlı'nın borçlarını son kuruşuna kadar öderken, öte yandan fabrikalar açtığını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidarın ilk işinin, geçmişte yapılanların tamamı satmak olduğunu öne sürdü.

Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'ye oy veren vatandaşların, vicdanlarına "AK Parti hükümetleri hangi fabrikayı kurdu? Satmanın dışında ne yaptılar?" sorularını yöneltmesini isteyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz 'her fabrika bir kaledir, onurdur, alın teridir, üretimdir, istihdamdır, Türkiye'nin itibarına katkıdır' diyoruz. Şeker fabrikalarını sattılar, 24 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti yurt dışından şeker ithal etmek zorunda kaldı. Saman, et, mercimek, buğday ne varsa ithal ediyorduk, en sonunda şeker de ithal etmek durumunda kaldık. Her vatandaşımın vicdanına sormasını istiyorum; Ne oldu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti şeker ithal etmek zorunda kaldı? Buna 'Devletin sağlıklı yönetimi' diyebilir misiniz? 'Devlet iyi yönetiliyor' diyebilir misiniz?"

Kılıçdaroğlu, 2015'te Konya mitinginde şeker fabrikalarının satılmaması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunduğunu, ancak iktidarın o dönemde fabrikaları nasıl satacağının arayışı içinde olduğunu öne sürdü. Daha sonraki yıllardaki farklı konuşmalarında aynı söylemleri dile getirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Fabrikaları kapattık, elimizi avucumuzu açtık, tonlarca şekeri getirdik. Kim kazandı? Türk Şeker'in 10 fabrikasını 680 milyon dolara, bugünün parasıyla 11 milyar liraya özelleştirdiler. Sadece nisanda ödenen bir aylık faiz 19 milyar lira. Bu mudur devlet yönetimi, bu mudur ahlak, bu mudur erdem?" diye sordu.

İktidarın üreticiye, gübre, ilaç ve elektrik fiyatlarındaki artışa rağmen destek vermediğini, öte yandan fabrikaları sattığını savunan Kılıçdaroğlu, ülkenin bugün şeker ithal eder hale geldiğini hatırlattı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, olumsuz söylemlerini vatandaşlar karamsarlığa kapılsın diye değil, hatalardan ders çıkarılması için dile getirdiğini aktardı.

Partisinin belediye başkanlarıyla geçen hafta gerçekleştirdiği Van ziyaretine değinen Kılıçdaroğlu, ilkokula Erciş'te başlaması nedeniyle bu şehrin hayatında özel bir yeri olduğunu anlattı. Vanlılar ile hemşehri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Van'da hiçbir belediyeyi kazanacak kadar oy alamamalarının kabahatinin, Vanlılar'da değil kendilerinde olduğunu, oturup düşünmeleri gerektiğini, onların sofrasına oturup dertleşmeleri gerektiğini söyledi.

Van'da herkesle görüştüklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Van, tarihimizin ve kültürümüzün çok önemli bir parçası. Görkemli bir tarihi var, o nedenle Van'ı, Allah'ın izniyle iktidarımızda göreceksiniz, güçlü bir turizm, tarım merkezi haline getireceğiz. Sınır ticaretinden bütün Vanlılar kazanacak. Söyledim Vanlılar'a, 'Van'da huzur içinde yaşamak istiyorsanız, şehrin gelişmesini, büyümesini istiyorsanız bize katılın' dedim. Biz, Van ile de Vanlı ile de kucaklaşmak zorundayız." sözlerini sarf etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, Vanlılar'ın kayyum uygulamasından şikayetçi olduğunu, seçimle gelenin seçimle gitmesini isteyenlerin kendilerine katılmaları gerektiğini savunarak, şunları kaydetti:

"Orada Selahattin Demirtaş'ın çok sevildiğini gördüm. Vanlılar, haksız ve adaletsiz uygulamalardan çok şikayet ediyorlar. Ben de bu kürsüde defalarca şikayet ettim. Bize oy versin vermesin, bir kişi adaletsizlikle karşı karşıyaysa ona sahip çıkmak politik değil, insani görevimizdir. Çünkü haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. Haksızlık karşısında susmayacağız. Mahkeme kararlarını uygulamıyorlar, hakimlere baskı yapıyorlar, AİHM kararlarını uygulamıyorlar. Vanlı kardeşlerime söyledim, Osman Kavala'nın da Selahattin Demirtaş'ın da, Harp Okulu öğrencileri 'darbeci' diye yıllardır içeride, onların da hakkını hukukunu savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız. 'Beşli çete'lerden, SADAT'çılardan, uyuşturucu baronlarından şikayet ediyorsanız adres belli; bize katılacaksınız."

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 15 CHP'li kadın milletvekili ve yöneticinin Mardin'e giderek, vatandaşlarla bir araya geldiğini anımsattı.

Mardin Ovası'nda çalışan çiftçilerin büyük sorunlarının bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde, bu ilin de aralarında bulunduğu 6 ilde çiftçiye ücretsiz elektrik vereceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Çiftçi hem elektriği bedava kullanacak, artan elektriği satacak, ayrıca oradan para kazanacak. Onların aklı dalavereye çalıştığı için iyi işlerin nasıl yapılacağını bilmezler. Biz iyi işleri biliriz, halkın, bu milletin çıkarını savunuruz. Mardin Ovası olağanüstü güzel bir ova, bu ovanın bereketini sağlayacağız, burada çalışanlar kazanacak." değerlendirmesinde bulundu.

Mardinli bazı vatandaşların dile getirdiği sorunları aktaran Kılıçdaroğlu, haksızlığa uğrayan bütün evlatların sesi olduklarını, bunun için Milli Eğitim Bakanlığına gittiğini, adalet isteyenlerin kendilerine katılması gerektiğini söyledi.

Gençler arasında yüksek düzeyde madde bağımlılığı bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Uyuşturucu baronları, insan kaçakçılarıyla kim fotoğraf çektiriyor? Uyuşturucu baronlarını kim hapishanelerden çıkarıyor?" sorularını yöneltti.

Kılıçdaroğlu, "Bütün polis arkadaşlarıma söz verdim ve onların sözünü aldım; iktidarımızda uyuşturucu baronlarıyla yaptığınız mücadelede hiçbir siyasi güç sizi engellemeyecektir, tam tersine önünüzü açacağız. Sizden sadece şunu isteyeceğiz; bizim evlatlarımızı uyuşturucudan kurtarın, uyuşturucu baronlarını yakalayın, hep beraber hapse atalım. Öyle bakanlar, şunlar, bunlar, uyuşturucu çetelerinin arkasında. Bu defteri kapatacağız." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomik sorunları çözecek onlarca kişi bulunduğunu, aklı başında ve milletinin çıkarlarını düşünen her insanın ekonomik sorunları çözebileceğini belirterek, "6'lı masayı niye kurduk, 6 genel başkan niye bir araya geldi? 6 genel başkan Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunu neden çözmek için bir araya geldi? Bu ülkede huzur olsun, herkesin karnı doysun, işsizler olmasın, üniversiteyi bitiren evladımız eve kapanıp kalmasın diye bir araya geldik. Bunların tamamını çözeceğiz, hiç kimse en ufak bir endişe duymasın. Yeter ki bize güvenin." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde bütün sınır kapıları gibi Nusaybin Sınır Kapısı'nı açacaklarını, bunlara ilişkin projelerinin hazır olduğunu söyleyerek, "Türkiye'yi, onların hayal edemediği güzelliklerle tanıştıracağız ve herkesin huzur içinde yaşadığı ülkeyi ayağa kaldıracağız." sözlerini sarf etti.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 6 muhalefet partisi liderinin Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun daveti üzerine Gelecek Partisi Genel Merkezi'nde bir araya geldiğini anımsattı.

Toplantının ardından yapılan açıklamaya değinen Kılıçdaroğlu, kurulmasına karar verdikleri Seçim Güvenliği Komisyonunun ayrıntılarını 6 Haziran Pazartesi günü, Kurumsal Reformlar Komisyonunun ayrıntılarını 13 Temmuz Pazartesi günü açıklayacaklarını belirtti.

Cezası onanan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun infaz işlemleri için Silivri Cezaevine gönderildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Kendisiyle konuştuk, morali gayet iyi çünkü biliyor ki bir suç işlediği için değil, onurlu ve dik durduğu için cezalandırılıyor. Biz onların hiçbir siyasi hükmünü tanımıyoruz. Ne derlerse desinler, duruşumuz, onurumuz, insanlığımız, hedefimiz, ne için çalıştığımız bellidir. Hapse atarlar, tutuklarlar, gözaltına alırlar, ne yaparlarsa yapsınlar asla ve asla onurumuzdan ödün vermeyeceğiz." diye konuştu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da yarın duruşması olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Çalışıyor, üretiyor, İstanbullulara hizmet ediyor. Hazmedemiyorlar, hala İstanbul'u kaybettiklerine inanamıyorlar. Hala 'Acaba Ekrem Başkan'ı oradan nasıl alırız' arayışı içindeler. Hiçbir CHP'li yönetici sahipsiz değildir, arkasında milyonlar vardır." ifadesini kullandı.

İmamoğlu'nun sürdürdüğü 1,2 milyar avroluk metro yatırımlarının durdurulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun yaptığı çalışmaları anlattı.

Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da 85 noktada kronikleşen su baskınları sorununu da çözdüğünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bütün bunları hazmedemiyorlar, hazmedemedikleri için de 'Acaba Ekrem Başkan'ın nasıl, hangi formülle oradan alırız, oraya birisini tayin ederiz?' Bu arayışa girmek vatana, demokrasiye, millete ihanettir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı kim seçti? Saray mı seçti? Uyuşturucu baronları mı seçti? İnsan kaçakçıları mı seçti? Halk seçti. Halkın iradesine saygı göstereceksiniz, milletin iradesine saygı göstereceksiniz."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün grup toplantısındaki konuşmasına değinen Kılıçdaroğlu, "Birileri beni de hapisle tehdit ediyormuş. Sizin feriştahınız gelse bize diz çöktüremez. Eğer biz hapislerden korksaydık bu kadar cesur olmazdık. Biz hapislerden korksaydık sizin gibi olurduk. Biz sizin gibi değiliz. Sözümüzün arkasındayız çünkü bizim sözümüz erkek sözüdür, insan sözüdür." dedi.

Yabancı asker ve NATO konusunda yaptığı paylaşımın eleştirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu topraklarda yabancı asker postalı istemiyoruz. Ben Bahçeli değilim. Gitti tezkereye oy verdi, 'terörle mücadelede yabancı askerler davet edilsin' diye oy verdi. Ben öyle değilim. Ben gerçek milliyetçiyim, gerçek ülkücüyüm, gerçek vatanseverim." değerlendirmesini yaptı.

EHA