Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yangınların başlamasının hemen ardından envanter ve uçaklarımızın olmadığını söylemiş ve iktidar yangınlara müdahale adına neredeyse hiçbir sorumluluk almamıştı. Günler sonra üstelik henüz ülkedeki yangınlar tam olarak sonlanmamışken, Pakdemirli Yunanistan'da başlayan yangınlarla ilgili "Yunanistan'ın uçak talebi var, değerlendiriyoruz" açıklamasında bulundu.

"Yangınların uluslararası rekabette kullanılması insanlık dışı"

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan bu çelişkili açıklamaları şöyle değerlendirdi:

"Biz bu çelişkili açıklamalarla Türkiye'de ilk kez karşılaşmıyoruz. AKP iktidarıyla siyasette daha önceden de kısmen alışkın olduğumuz kimi çelişkili ifadelerde ipin ucu kaçtı. Gerçekten de her defasında "Kulaklarımız mı yanıltıyor bizi?" dediğimiz örneklerle karşılaşıyoruz. Burada birden fazla sorun var. Şu an aslında Avrupa'nın birçok bölgesi; başta Yunanistan ve Akdeniz kuşağındaki diğer ülkelerde son haftalarda ciddi bir yangın olgusu var. Bu meselenin uluslararası rakabette kullanılması insanlık dışı. Kimin ormanı daha çok yandı, kim kime yardım yolladı, bunların tartışılması insanlık adına utanç verici. Dolayısıyla Pakdemirli'nin açıklamasında Yunanistan'la olan bir rekabet hemen kendisini belli ediyor. Yunanistan biliyorsunuz daha önce bize yardım teklif etmişti, sonra kendilerindeki yangından dolayı geri çektiler bu teklifi. Ama milliyetçilik öyle bir olgu ki Türkiye'de ve Yunanistan'da, akılcı düşünmeyi ortadan kaldırıyor. Demek ki burada ilk problem bizim uluslararası politikada milliyetçilik ve Yunanistan düşmanlığımız, aynı şekilde Yunanistan için de Türkiye düşmanlığı."

"Bu açıklamayı yapan iktidarın bir gün bile yönetimde kalmaya hakkı yok"

İkinci olgu ise şu: Bakanın açıklamasında şöyle bir ifade var. "Türkiye'deki yangınlar kontrol altına alınırsa ya da söndürülürse Yunanistan'a uçak yollamaya hazırız" diyor. Bir kere bu sorumluluk sahibi bir insanın edebileceği bir laf değil. Orman yangınları şu anda sönmüş ya da kontrol altına alınmış olsa dahi önümüzdeki bir ay boyunca Türkiye'de ciddi bir orman yangını riski olduğu ortada. Hatta bu son yangınların çok fazla gündeme gelmediği İzmir, Çanakkale gibi kentlerimizde ciddi bir yangın riski olduğunu söylüyorlar. Çünkü nem oranı çok düştü. Biliyorsunuz orman yangınlarında sıcaklık yükselip, nem oranı düştüğünde tehlike artıyor. Şimdi bu risk varken siz uçak yollayamazsınız hiçbir yere, üstelik uçağınız yok. Ya da var kullanamıyorsunuz. Burada üçüncü bir problemle karşılaşıyoruz. Türkiye'deki kamu kaynaklarını toplumun, çevrenin ve ülkenin çıkarına kullanmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye'de az sayıda uçak var ya da Türkiye'nin uçak kiralayabilecek ya da satın alabilecek gücü var. Bunu saraya veya bakanlara uçak alırken görüyoruz. Burada bir sorun çıkmıyor hiçbir zaman ama nedense yangınlarla ya da kamu çıkarlarıyla ilgili başka ihtiyaçlara yatırım yapılmıyor. Dolayısıyla Bakan'ın açıklamasına ben tek bir cümleyle yanıt vereceğim. Halkımızı aptal yerine koymaktır bu açıklamanın anlamı ama unutmasınlar bu halk aptal değil. Geçmişte AKP'yi desteklemesinin nedeni insaların çaresizliğidir. AKP'nin demagojisine kanmalarıdır ama aptallıkla ilgisi yok. Türkiye'de insanlar giderek daha fazla  uyanmaktadır. Bu kadar tuhaf bir açıklama yapan iktidarın bir gün bile bu ülkede iş başında kalmaya hakkı yoktur."

EHA