Tarihi mekanda yağmura rağmen  belirlenen güzergahta yaklaşık 14 km yürüyüş yapıldı.

Kulüp üyeleri yağmurun yürüyüşe farklı bir güzellik kattığını belirterek, tarihi mekanda aileleriyle birlikte  muhteşem bir doğa yürüyüşü gerçekleştirdiklerini dile getirip kulüp başkanı Halim Hallaç'a bu unutulmaz gün için teşekkür ettiler.

Kulüp başkanı Eğitimci Halim Hallaç'da yaklaşık 14 km yeni rotada ilk kez yürüyüş yapıldıgını, Tarih ve doğayla iç içe bir etkinlik olduğunu ve  bu tür etkinliklerin devam edeceğini söyledi.

Kulüp üyeleri doğa yürüyüşünü çektikleri fotoğraflarla ölümsüzleştirdi.  

UNESCO DÜNYA MİRAS GEÇİCİ LİSTESİ’NDE YER ALMASI UYGUN GÖRÜLEN KENT; KALINTILARI, TARİHİ VE EFSANELERİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR

Tarihi 2100 yıl öncesine giden ve en parlak dönemini Roma İmparatoru Septimius Severus’un ödüllendirmesiyle M.S. 2'nci yüzyılda yaşamaya başlayan Anavarza, zaman içinde önemli bir kent haline gelerek 408 yılında Kilikya Başkenti unvanına kavuşmuştur. Bizans Dönemi’nde önemini devam ettiren, sonraki yıllarda Ermeniler, Abbasiler, Selçuklular, Ramazanoğulları, Osmanlılar gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Anavarza’da farklı kültürlere ait izleri bir arada görmek mümkün. Bu kültürel zenginliği sayesinde de UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alması uygun görülen kent; kalıntıları, tarihi ve efsaneleri ile dikkat çekiyor.

Bir süreliğine bölge başkentliği yapan Anavarza’nın bu dönemde şenlik ve spor müsabakalarının da merkezi olduğu biliniyor.

Stadyum ile tiyatro kalıntılarını gördüğünüzde bir zamanlar sahnelenen oyunlar ve heyecanlı yarışlar gözünüzün önünde canlanacaktır. Antik kentte sütunlu yol, mozaikli havuzlar ziyaretçilerin ilgisini çeken diğer kalıntılar.

6'ncı yüzyıla ait Kaya Kilisesi ve Havariler Kilisesi Bizans, batı kapısının dışındaki bir kulede görülen Arapça Kitabe ise Abbasi Dönemi’ne işaret ediyor. Anavarza ören yerini çevreleyen surlar bin 500 metre uzunluğunda ve giriş kapılarından biri 3'üncü yüzyıl olarak tarihlendirilen zafer takı biçiminde tasarlanmış. Halen devam eden kazı çalışmalarında tespit edilerek bir bölümü açığa çıkarılan 32 metre genişliğe ve bin 700 metre uzunluğa sahip olan yolu ise antik dünyanın en geniş ve büyük sütunlu caddeleri arasında. Kentin yüzlerce yıl stratejik önemini yitirmeyen kalesi 200 metre yüksekliğinde ovaya hâkim bir tepede yükseliyor. Yolu son derece dik ve sarp olduğu için çıkış zahmetli olsa da 11'inci yüzyılın ortalarına tarihlendirilen kiliseyi ve Çukurova’nın panoramik manzarasını görmek isteyenler için zor olmaktan ziyade keyifli bir tırmanış olacaktır.

EHA